Kalbi yufkadan inceydi. İnce düşünceleri herkesi kendine hayran
bırakırdı.  Diğer arkadaşı nereye
varabilmişti? Saatler sonra onu düşünüp tekrar panik bir şekilde, çarpan yüreğini
avucuna alır gibi elini yüreğinin üstünde tuttu ve dışarıya çıkmasını engeller gibi bastırdı. Gece, nelere gebe olduğunu merak eder gibi
aydınlanmaya yüz tutuyor bir yandan da hiç aydınlanmayacak gibi yavaş yavaş
çöküyordu. Issız olduğunu düşündüğü bir sokağa girmişti. Sağa sola baka baka
ilerliyordu. Büyüyen gölgelerle yarışıyor ayağından çıkmaya yüz tutan botları sürüyerek
taşıyordu. Geçtiği sokağın örülmüş duvarının pirketeleri arasından yağmurun tozları
yıkayarak akıttığını eline değen tozlu suları görünce anladı.  Yağmur sokağı tozlarıyla birlikte taşıyordu. Karanlıkta
bir el çekti onu kendine doğru. Sanki eliyle havaya kaldırmış gibi tepkisiz
kaldı. Yoksa yakalanmış mıydı? Kimdi bu? Az sonra karanlığa alışan gözleri iki
duvar arasını biraz olsun aydınlatmışa benziyordu. Saçlarının beyazları siyah
saçlarıyla harmanlanmış kıvırcık saçlarında uyum içinde sarmalanmıştı. Tanıdık
gelen bu gözleri hafızasında arıyordu. İkisi de soluk soluğa nefes alıp
veriyorlardı. Elini yakasından çekerse sanki rahat bir nefes alacaktı.
Karanlığa alışan gözleri iyice kısılmış siluetinden başka bir şey göremiyordu.
Bir arabanın sokak arasına doğru arabayı durdurduğu görünce gelen ışıkta
gözlerini hiç açamaz hale geldi. Acaba beni mi arıyorlar diye düşündü. El bu
sefer yakasından omzuna kaymıştı. Elinin tersiyle acıyan gözlerini sildi.
Arabadan potin sesini andıran ayakkabılı insanlar indi. Koşarlarken
şarjörlerinden sesler geliyordu. Kalbi beyninin içinde atıyordu. Nefes alırken
sesli mi nefes alıyordu, onu bile düşünür oldu. Yanındaki adam eliyle duvara
yasladı. Şimdi nefesleri sık sık ve kesik kesikti. Duvarla bir bütün
olmuşlardı. Adam eliyle çekerek Kemal’i bir yere götürüyordu. İyice daralan iki
duvar arasına gelene kadar ilerlediler. Eliyle duvarda bir şeyler arıyordu.
Pirketelere vurmaya başladı ve vurduğu yerler içine doğru göçüyordu. Sağ
bacağını uzatarak içeri girdi. El feneri duvarlar arasında geziyordu. El
fenerinin yansıması arasında  Kemal’i
içeri çekti. Neler oluyordu?